Yıldıztabya Halkı: "Rantsal Değil, Halk Yararına Dönüşüm İstiyoruz!"
Gaziosmanpaşa Yıldıztabya Barınma Hakkı Meclisi, 18 Kasım 2024'te Marmara Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, yaşadıkları mağduriyetleri ve bunlarla birlikte tüm dünyada paylaşıldı. Yıldıztabya Mahallesi'nde devam eden dönüşüm sürecinin hukuka aykırı şekilde genişliğini değiştiren mahalle sakinlerinin, sürecin şeffaf olmamasından ve temel hakların ihlal edilmesinden şikayetçi.
46 Hane Risk Altında Bırakıldı
Basın açıklamasını mahalle adına Zeliha Şen okudu. Şen, 19 ve 22 Nisan 2024 tarihlerinde bölgedeki kontrolsüz inşaat ortamında, zeminin bulunduğu yerdeki toprak kaymasına neden olduğunu ve 46 hane üzerinde ağır hasar oluştuğunu belirtti. Hasar gören evler, Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı'nın talebiyle tahliye edilse de, hak sahiplerinin barınma koşulları karşılanmadı. "Toprak kaymasının üzerinden 7 ay kalmasına rağmen, yaşanan mağduriyetimiz giderilmedi" diyen Şen, verilen sözlerin tutulmadığını dile getirdi.
Değerli Basın mensupları,
Bugün de Marmara Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü önünde toplanmış bulunmaktayız
Kamuoyununda bildiği üzere 19.04.2024 ve 22.04.2024 tarihlerinde hukuka ve mevzuata aykırı bir şekilde devam ettirilen inşaat çalışmaları esnasında , toprak kaymasına sebep verecek şekilde taşınmazların zemini dozerler ile oyulmuş ve bölgedeki taşınmazlarda ağır hasar oluşturulmuştur. Sonrasında bölgedeki 46 taşınmaz Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı’nın talebi üzerine Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı tarafından tahliye edilmiştir.
Daha sonrasında ise Taşınmazların Riskli yapı olarak tespitine ilişkin herhangi bir rapor veya tespit yazısı mevcut olmamasına rağmen ve de idareler ile herhangi bir anlaşma yapılmadan 46 hane (mülkiyet durumu 44 tapu tahsis belgesi, 2 tapu senedi) , Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü'nün E-22860871-645-167463 sayılı, 28.05.2024 tarihli işlemi ile 12 Haziran 2024 tarihinde yıkılmaya çalışılmış fakat açılmış olan davalar sonrasında söz konusu idari işlemin yürütmesi durdurulmuştur.
Tahliye sonrasında bölgeye gelen AFAD yetkilileri, belediye başkan yardımcıları, kaymakam ve vali’nin basına vermiş olduğu demeçlerde 46 hanenin yarın veya ertesi gün kalıcı konutlara yerleştirileceği söylendi. Birçoğumuz gayri meşru ilişkilerin hayat bulduğu otellere yerleştirildik fakat oteller ödeme almadığı gerekçesi ile insanları sokağa atmaya çalıştı ve sonunda sokağa atıldık. Toprak kaymasının üzerinden 6 ayı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen kiralarda sürünmekteyiz.
Bu süreçte otellere gitmeyen ve evlerinde kalan komşularımızda oldu. Buna rağmen inşaat çalışmaları durdurulmadı, inşaat çalışmaları hiçbir şekilde denetlenmedi . Bizler mahallemizi korumaya çalıştık. İnşaattan gelen dinamit ile patlatma sesi sonrasında bir gece saat 02.00’de toparlanıp kalabalık halde inşaat alanına gittik. Şu an bile dinamit patlatıldığını söyledik ,burada yaşayan insanların ne olacağını sorduk. Aldığımız cevap hepimizi şoke etti; “İnşaat için gece gündüz çalışma izinleri olduğunu söyleyen inşaat yetkilileri, bu konuda yapabilecekleri bir şey olmadığını söyleyip polisi çağırıp bizi oradan uzaklaştırdılar.
Toprak kayması yaşanan bölge ile ilgili halen hazırlanmış olan bir rapor mevcut değildir. Sözlü olarak tarafımıza evler evlerimizin bulunduğu alanın afet bölgesi ilan edildiği söylenmemiş olmasına rağmen hem belediye hem de bakanlığa yapmış olduğumuz resmi başvurular neticesinde bölge ile ilgili herhangi bir rapor bulunmadığı bilgisine ulaşılmıştır.
Hala orada oturanlar hatta bir iki sokak üstte yer alan yüzlerce komşumuzun hayatı denetlenmeyen ve devam eden TOKİ inşaatı nedeniyle risk altında. Mahallede her an ölümle burun buruna yüzlerce insan evlerinde yaşıyor. Toprak kaymasının üzerinden 7 ay geçmiş olmasına rağmen olayın ilk başlarında 3-5 hane zarar görmüşken şimdi 46 hane ve üst sokakta yer alan yüzlerce taşınmaz tehlike altında.
Hukuka aykırı devam eden inşaat çalışmalarının durdurulması için bölgede toprak kayması sonucunda illaki bizlerden birinin ölmesi mi gerekmektedir.
Bölgemiz sahipsiz kaldığı için bu süreçte evlerimizin kapıları camları hurdacılar tarafından talan edildi, birçoğu da zabıta ve polis varken yapıldı. Polis bir köşede bir diğer köşede zabıtanın olduğu esnada evlerimize hırsızlar nasıl giriyor evlerimiz nasıl oluyor da yağmalanıyor. Ayrıca mahallede 5 ayrı yangın da çıkarıldı ve bir çok evimiz kullanılamaz haline getirildi. Oldu. Mahallemiz bu kadar güvenliksiz korunaksız bırakılmamalıydı. Bizler evlerimizi ve mallarımızı canlarımızı koruyacağız diye birçok çabaya girmiş olmamıza rağmen hep ötelendik oyalandık ve mallarımız talan edildi. Camimizin musluklar dahil çalındı , evlerimizin su saatlerine kadar söküldü.
Evlerimizde kira ödemeden otururken şimdi borca borç ekleyip 25 binlik kiralara çıktık. Asgari ücretle geçinmeye çalışan bizler kiralarını ödemekte zorlanıyoruz. Sonuçta 5.500 belediye 5.500 kaymakamlık 5.500 TL de Çevre ve Şehircilik İklim değişikliği bakanlığı tarafından 5.500 TL olmak üzere 16.500 TL kira ödemesi almamız gerekirken bakanlık hala ödemeleri tarafımıza yapmamıştır ve hakkımız olanın evlri bizeteslim etmek için görüşme bile başlatmamıştır.
Aylardır insanlar evlerine geçmeyi beklerken mağduriyet her geçen gün artmaya devam ediyor. Bu da yetmezmiş gibi kalp krizi geçirenler ,kansere yenilerek hayata veda eden komşularımız oldu. Celal Şanlı isimli komşumuz benim babam bu süreçte hayatını kaybetti. Ne kaymakamlık ne bakanlık ne de maalesef belediye yetkilileri cenazemizde aramızda yoktu. Komşumuz ve babam Cemal Şanlı’yı buradan bir kere daha rahmetle anıyoruz.
Tapu tahsisli yerlerimizden atılmak için bu toprak kaymasının özellikle yaşatıldığını ve mahallemizden borçlandırılarak kovulmaya çalışıldığımızı düşünüyoruz artık. TOKİ'nin rant sevdasından dolayı yeterince mağdur edilmiş iken bir de borçlanmaya mı yaşayacağız. TOKİ evlerimizin altını oyacak evlerimizi kullanılamaz hale getirecek vatandaş olarak biz de milyonlarca lira borcun altına mı gireceğiz. Borçlanmayı kabul etmiyoruz, borçlanmadan hakkımız olanı istiyoruz.
barınma hakkımızı ve kazanılmış haklarımızı hiçe sayan herhangi bir dönüşümün HALK yararına bir dönüşüm değil RANTSAL dönüşümü amaçladığını biliyoruz. Bu sebeple de bizleri dışlayan hiç bir kararı kabul etmiyoruz ve yerimizden yurdumuzdan sürülmek istemiyoruz.
Bölgedeki hak sahipleri olarak ortak taleplerimiz şunlardır
1- Hukuka ve kanuna aykırı şekilde Bakanlık/TOKİ ve taşeron şirketin inşaat çalışmalarının ivedi bir şekilde denetlenmesi ve gerekli önlemler aalınana kadar inşaat faaliyetinin durdurulması.
2-Evlerimizin tahliyesi ve yıkımı öncesinde Bakanlık ve/veya Belediye ile imzalanacak noter sözleşmesi ile borçlanmadan evlerimizin tarafımıza teslim edilmesi
3-Eğer noter sözleşmesi imzalanması kısa vadede mümkün değilse evlerimiz kullanılamaz hale gelmeden ve yıkımı gerçekleşmeden önce tapu tahsis belgelerimizin tapuya dönüştürülmesi.
GAZİOSMANPAŞA YILDIZTABYA BARINMA HAKKI MECLİSİ
Gaziosmanpaşa Yıldıztabya Barınma Hakkı Meclisi’nin 18 Kasım 2024 tarihli basın açıklaması Zeliha Şen tarafından okunmuştur.